13 Nisan 2008

Bir Kapı Açıp Gitsem*

Bazen nasıl olup da bu kadar acınası hale geldiğimi düşünüyorum.Belki de geldiğim bir yer değil burası hep burdaymışım ben,olduğum ve olacağım yer hep buymuş aslında, ben bunu içten içe bildiğim halde buraya nasıl geldim diye düşünüyormuşum ara sıra.Böyle olmalı,süreç bu şekilde ilerlemiş olmalı yoksa azıcık mutlu,biraz umutlu hissettiğim her anın sonrasında kendimi aynı saçmalığın içinde bulmazdım.Herhangi iyi bir şeyin bu kadar kısa sürmesi benimle mi ilgili yoksa dünya tam olarak da böyle bir yer mi bu yaşımda henüz çözemediğim bir şey.Gözlemlerim var aslında bu konu ile ilgili;hayata,evrene güneş sistemine,insanlara uyumlu insanlar yaşıyor hem de oldukça çoklar,bazı şeyleri kabullenip basit bir hayat yaşayabiliyorlar.Onlar da doğmayı seçmediler ben de.Sadece kabullenme konusunda daha iyi oldukları kesin.Ben sığabileceğim bir yerler aramakla bu kadar meşgulken insanlar kendilerine verilmiş olanın farkında ve kabulünde.Ben neden yanlış olmuşum,öğrenemiyorum.Yine de tüm buların suçlusu ben olamam başka bir şeylere de suç atmam lazım kontrol algımı kaybetmemek için.Bunun bile farkında olmak o kadar yoruyor ki beni.Hayır dünya çok da iyi bir yer değil tüm insanlar için,acı ve zalimlik her yerde.Bazı insanların daha fazla uyum sağlamış olmaları da benim problemim değil.Benim bulunmam gereken bir yer var belli ki, aşmaya çalışmak da işe yaramıyor.Her zaman günün sonunda kendini sorgulayan ve eleştiren insan olacağım ben,kendimle kavgalrımda kazanan bir taraf olmayacak.Sadece bu öz-yıkımcı halimle yaşayabildiğim kadar yaşayacağım.Bu bile bir başarı sayılmaz mı?Övünmek istedikten sonra insan, yaptığı her şeyi başarıdan sayabilir,hepimiz süper kahraman olabilriz kendi küçük dünyamızda,en azından kafamızın içinde yaşarken.Benim en çok yaşadığım yer mesela orası,buna rağmen mutlu olmayı başaramamak da ayrı bir başarı.Süper kahraman olmak için yetmez mi böyle bir yetenek.Yeter gibi gözüküyor benim baktığım yerden,hem zaten Mary Jane malın teki sen Spider-Man olsan ne değişir.Bi de böyle bakmak lazım hayata. Değiştiremeyeceğim çok şey var ne yazık ki.Adil dünyaya veya herhangi bir adalete de inandığımı sanmıyorum,belki inanıyordum eskiden ama zamanın birinde kaybolup gitmiş.İnanmakla ilgili problemlerim de var besbelli.Hepsi sürecin parçası gibi,büyümenin de etkisi olabilir tüm bunlarda,kontrol edemediğim çok fazla değişken var,nasıl bir deney ki bu hayat hem izin aldılar mı katılıp katılmamak konusunda özgürsünüz diyen bir yazı da vermediler.Böyle durumlarda benden önce beöyle hisseden insanların hislerini okumak işime yarıyor kendimi koca evrende daha az yalnız hissettiriyor. Çoğul yalnızlık diye bir şey varsa en azından onun bir parçası olmamı sağlıyor.Sonuçta yalnız değil miyiz her şekilde? Ne güzel demiş bak Cahit Sıtkı Tarancı*:

Ben bu dünyaya yanlış gelmiş olacağım ben,
Ben öyle her insandan, o kadar uzağım ben.
Yine bu gözlerimdir okşanacak yer arar,
Yoksa içimde başka bir dünya hasreti var.

Uyanır gibi birden korkulu rüyadan,
-O içimden sevdiğim benim olan dünyadan,
Bir ses bana:"Gel!" dese,ben de o sesi işitsem;-
Kimsecikler duymadan bir kapı açıp gitsem.

Hiç yorum yok: