14 Kasım 2013

Güzel Havalar*



sanırım ben yine blogu bir şarkı paylaşma platformuna çevirdim. yazmak istemediğimden değil de sanki söyleyecek çok sözüm yokmuş gibi geliyor bu sıralar bana. normal normal yaşıyorum, tez yazıyorum, az da olsa kitap okuyorum, sevdiceğimi özlüyorum, hayaller kuruyorum, bir de geçen seneyi deli gibi özlüyorum haliyle de sürekli fotoğraflara bakıyorum.
geçen günlerde otuzuncu doğum günümü güney amerika'da kutlamaya karar verdim. daha beş yıl var, ve bu beş yılda sadece güney amerika'ya değil yıllardır hayalini kurduğum bir yıllık dünya turuna yetecek parayı biriktirmek istiyorum. yani bu da demek oluyor ki iş bulmam lazım, -çok yakında bulacağım.- ama önce şu tez bi bitsin. bu tarz hayallerimi paylaştığımda insanların beni çok ciddiye almadıklarını da fark ediyorum ama benim için sorun değil, ciddiye alınmak için yaşamıyorum neticede hayatımı. hayallerimi gerçekleştirmek için yaşıyorum. her zaman dediğim ve de hep hissettiğim gibi kariyer benim için bir şey ifade etmiyor, para kazandığım sürece yaptığım işin bir önemi de yok. çalışmak benim için bir araç, hayatta gerçekten yapmak istediğim şeylere beni ulaştırsın diye kullanacağım bir şey. ha tabii ki beni mutlu edecek birkaç meslek var ama eğer şartlar beni o mesleklerden uzak tutuyorsa da oturup ağlamam, başka bir iş yapar, bir süre ruhumu sıkar sonra da gerçekten istediğim işleri yapabilmenin yollarını ararım, kendime fırsatlar yaratmaya çalışırım. umarım gerçek hayat beni bu konuda çok fazla zorlamaz ve hayal kırıklığına uğratmaz ama şimdilik hayaller güzel, hayat güzel. ankara'da olmak yerine bambaşka yerlerde olmayı isterdim tabii ama olsun o kadarına da ses etmeyeyim şimdilik.

bir de gezi bloglarını çok seviyorum, internetle oyalandığım zamanın çoğunu gezi blogları okuyarak ve yenilerini keşfederek geçiriyorum. bu sıralar kafamda gezi blogu açmak gibi de deli fikirler var, altından kalkabilir miyim bilmiyorum ama işte deli gönül istiyor. geçen yıl gezdiğim yerler ve genel olarak seyahat hakkında yazma fikri aklıma geldikçe beni mutlu ediyor. sanki o konuda söyleyecek bir şeylerim varmış gibi geliyor. başka konularda beni terk eden cümleler belki oradan tekrar hayatıma girmeyi bekliyorlardır. işte böyle blog, şimdilik benden bu kadar. şarkı çok güzel ama şarkıyı unutmamak lazım. the head and the heart'ın yeni albümünü de yakın zamanlarda dinledim o da pek tabii ki çok şükela bir albüm olmuş. önümüz kış, dinleyecek böyle yeni ve güzel albümlerin olması da en büyük temennimiz. müzik çok güzel şey.