17 Ocak 2008

Zamanda geriye doğru

Ah be blog,canım çok sıkkın.Bugün durup dururken eski günleri hatırladım.Onları ne kadar özlediğimi fark ettim.Elimden sonsuza kadar kaçıp gitmiş olmaları ne kötü.Eski bir arkadaşım aklımdan çıkmıyor son günlerde nedenese,hep onu düşünüyorum.Eskiden bir zamanlar aramızın ne kadar iyi olduğunu,saatlerce hiç durmadan konuşabildiğimizi,konuşcak şeyler bitmediği için uyuyamadığımız,birlikte sabahladığımız zamanları...Çok özlemişim aslında ben.Farkında değilmişim ya da bir şekilde aklıma getirmemeye çalışıyormuşum.Yokluğunu hissettiğim bir gerçek ama.Beni anlardı,belli etmese de bilirdim beni anladığını.Beni çok kızdırırdı,dalga geçerdi ama anlardı işte bilirdim ben.Ne kadar muhteşem bir his bir insanın sizi gerçekten anladığını bilmek.Onun yanında tam anlamıyla olduğum insan olabiliyordum.Her şeyi anlatıyordum ona.Kimselere anlatamadığım aşkımı,hayata ve insanalar dair saçma sapan düşüncelerimi,her şeyi.O beni dinlerdi ve ben de onu.Çok da gülerdik ya birlikte.Aramızda hep farklı bir şeylerin olduğunu bilirdim sanırım o da bilirdi.Çok da kavga ederdik ama asla küsmezdik birbirmize.Böyle çok güzel şeyler yazdığıma da bakma blog,çok nefret ettiğim davranışları da vardı bazen gerçekten çok da sinirlenirdim ona ama olsun bir insanı her an %100 sevemeyiz ki.Gerçek insan ilişkisine aykırı bir durum olurdu sürekli aynı derecede sevmek birini.Sonuçta aylar boyunca görüşmesek de sanki aradan hiç zaman geçmemiş gibi olurduk.Birbirimize kızsak da yine de dinlerdik,bilmiyorum tek ben mi böyle hissediyorum ama sanmıyorum anlayabiliyordum bizim aramızda kuvvetli bir bağ olduğunu.Neyse işte sonuçta o günler çok uzak bana.Bir dost kaybetmek çok üzücü,özlüyorum.Onun yanındayken hissettiğim gibi hissetmek istiyorum yeniden.Ancak artık geçmişte kalan kaldı bunun da farkında olacak kadar gerçekçiyim.2002 yılına dönsek ya da 2006 yazına hayatımın en mutlu günlerine.Sürekli bunu hayal ediyorum.2000 yılı da olabilir bak.Dönemeyeceğimze göre o yıllara boşuna bu konu üzerinde kafa patlatmaya gerek yok.Sadece hayatımızda önemli olan insanları kaybetmesek keşke,yıllar geçip gidecek de o geçen yıllar arkadaşlıkları,sevgileri,aşkları yıpratmadan geçse.Bunları düşünmek beni daha da üzüyor aslında.Bazı olaylar üzerinde kontrolümüz yok tabi ki.Ve bazen değiştiremeyeceğimiz şeyler için çok da üzülmememiz gerektiğini düşünürüm.Ama bu o zamanlardan biri değil.İçimde önlenemez bir üzüntü ve sıkıntı var.Televizyonda gördüğüm bir adamın gülerken gözlerinde oluşan çizgileri geçmişten kalan bir insanın gülerken gözlerinin etrafında oluşan çizgilere benzettiğim için gözlerim doldu biraz önce mesela.Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı sanırım.Geçmişimle bir yüzleşme mi yaşamam lazım.Belki de unuttum dediğim her şeyi unutamamışımdır.Böyle işte durum blog,iyi geceler bari ne diyeyim,ben uyuyamıyorum zaten.Mutlu olduğumu mutlu olduğum anda anlamak istiyorum artık.Çünkü aradan zaman geçince vay be ben o zaman ne kadar mutluymuşum demek bir işe yaramıyor.Hem mutlu olduğum an çoktan geçip gitmiş oluyor ben farkına varamadan, hem de daha sonra farkına vardığımda geçmişteki mutluluk bugünün üzüntüsüne dönüşüyor,zamanında yakalayamamanın verdiği pişmanlıkla gelen üzüntüye.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

güzel bir yazı olmuş.çok içten.yazanın ellerine sağlık.yalnız yaşanmış olaylardan sonra o olayı ikide bir düşünmek değilde ileriye bakmak işlerimizle uğraşmak bende iyi bir yol olur.alttaki yazıda benden sana gelsin.

dünyayı hep bulutlu gördünmü sen
denizleri herzaman dalgalı
yağmuru sonsuz
güneşi yalancımı bildin sen
kabullenmek lazım
ağlamayı öğrenmek hayatı sevmek lazım
üzülme!
yarına kadar dinecek
bu rüzgarda bitecek
sonunda eskiyen sen olma
*sağlıcakla ve düşle kal.