22 Şubat 2010

İki Şarkı

Son günlerde iki şarkının fazlasıyla hastası olmuş durumdayım. Sürekli bu şarkıları duyuyor, doyamıyor, başa sarıp tekrar tekrar dinliyorum. Ve böyle durumlarda hemen her zaman olduğu gibi biri yollarda en çok dinlediğim diğeri de evde dinlediğim şarkılar haline geldiler. Bu ayrımı asla isteyerek yapmıyorum ama nasıl oluyorsa yolda dinlediğim şarkılarla evde dinlediğim şarkılar farklılaşıyorlar ve ben de onları öyle benimsiyorum, kavga ettirmiyorum. -bu demek değil ki şarkıları hep aynı şekilde dinliyorum ev şarkısını yolda da dinlerim ama işte istatistiksel bir üstünlük bahsettiğim-

Son günlerimin ev şarkısı Alexi Murdoch'dan All My Days yol şarkısıysa Zeppelin'den Tangerine.İşin güzel tarafı şarkıları ilk defa duymuşum da aman tanrım yeni şarkılar keşfettim gibi bir halde olmamam. Gayet bildiğim daha önceden de dinlediğim bu iki şarkıya aşırı sevgi gösterme eğilimindeyim sadece. Bana oluyor arada sırada, bazı şarkıları doğru zamanda dinlememişsem onları gözden kaçırabiliyorum hem bence bazı şarkıların dinlendiği yaş ve mevsim çok çok önemlidir. Mesela bundan beş yıl önce Led Zeppelin dinlediğimde yaptıkları müziğe hak ettikleri krediyi verecek durumda değildim, kimi şarkılarının güzelliğini gerçekten anlayamıyordum. Böyle birçok grup birçok müzik türü sayabilirim. Mevsim konusu ise daha hassas. Bazı albümler kışa yakışır mesela onları ilk defa yazın dinlemek üzerimde aslında yaratması gereken etkiyi yaratmasına engel olabilir, sonra kış geldiğinde tesadüfen bir şarkıyı dinleyip "yahu ben bu albümü niye gözden kaçırmışım" gibi tepkiler vermişliğim de çok olmuştur. Yani demem o ki her albüm, her grup ikinci-üçüncü şansı hak eder. Şimdi dinleyip anlayaamdığım, sevmediğim bir şarkıyı 2 yıl sonra veya başka bir günde dinlediğim de çok sevip bağrıma basabilirim. Bu durum beni mutlu da ediyor. Ipodda duran ve birgün tesadüfen fark edilen şarkılar da hayatımın heyecanı vallahi.

Şarkılardan All My Days'daki even breathing feels alright sözüne bayılıyorum. Böyle bir cümleyi kuracağım günü ben de iple çekiyorum. Kendini yaşarken doğru hisseden bir insan cümlesi.



İkinci şarkı Tangerine'de adını koyamadığım, tam olarak ne olduğunu bulamadığım bir çekim var. Bu kadar az sözle bu kadar çok şey söyleyebilmesi belki. Robert Plant'ın sesinden "the hours, they bring me pain" sözünü duymak daha çok acı veriyor, gerçekten.

Hiç yorum yok: