4 Eylül 2008

Gregory House Benim Ol!!!

Bugün yeni bağımlılığımdan bahsedeyim istedim biraz. Bendeniz yine kendim için tüm uygun koşulları yaratarak bir dizinin daha bağımlısı olmuş bulunmaktayım. Ne olacak benim halim bilmiyorum, iyi bir izleyici olmanın acılarını çekiyorum.Tüm süpergüçlerim içinde bahsedilmeye en değer olan seyretmek-izlemek (ki bu ikisi farklı şeylerdir) eylemlerinin ikisinde de çok ama çok başarılı olduğum ve sevdiğim şeyleri aşırı sahiplenmek gibi bir başka süper gücüm de olduğu için, işte böyle diziler olsun efenime söyleyeyim filmler olsun,tv programları olsun hatta ve hatta gerçek hayattan insanlar olsun bağlanırım ben, severim vesaire. Bir de asıl yazmak istediğim şeye bir giriş yapabilsem dünyada yaşayan en mükemmel insan olabileceğimi hissediyorum, pardon ikinci en mükemmel çünkü birincinin barney stinson olduğunu herkes biliyor, onunla herhangi bir yarış içine girmeyi hiç mi hiç istemiyorum. Neyse bu uzun ve gereksiz girizgahtan sonra söylemek istediğim ilk şey Gregory House benim ol! evet çok yavan bir cümle kurduğumun farkındayım ancak hislerimi laf salatası yapmadan kısaca özetlemek istedim. (peh:))

House MD benim yeni bağımlılığım. Bir diziden aradığım her şeyi fazlasıyla barındırıyor, iyi bir senaryo, sürekli yüksek bir tempo, çok iyi yazılmış diyaloglar-bu konuda House'un üstüne pek tanımıyorum- iyi oyunculuk-bu konuda da Hugh Laurie'nin üzerine tanımıyorum ki bu sadece benim görüşüm değil kendisinin aldığı altın kürelere ve emmy adaylıklarına bir göz atabilirsiniz- ve daha fazlası. Hastane dizileriyle de baya bir muhattap olmaya başladım, önce Scrubs sonra Grey's Anatomy şimdi de House. House'ın yeri çok ayrı ama şimdiden; şimdiden dediğim henüz ikinci sezonu izliyorum ve 5. sezon başlamadan hepsini bitirmeyi planlıyorum ki bu konuda da oldukça iyiyim, çünkü tatildeyim ve dizi izlemekten başka bir şey yapmıyorum, acayip de mutluyum, zamanımı boşa harcadığımı filan da düşünmüyorum artık, zaman denen şey zaten büyük bir yanılgıdan ibaret, ayrıca kendimi mutlu eden şeyi yapıyorum kendime ya da başkalarına yararlı olmak gibi bir sorumluluğum da yok, ben ve dizilerim mutluyuz, saatlerce otururum başında oh, Doktor Housela mutlu mesut saatler geçiririm.Doktor House demişken Hugh laurie Gregory House rolünde çok başarılı, sadece mükemelle yakın konuştuğu amerikan aksanı için bile tebrik edilmeli çünkü kendisi britanyalı. Ben şahsen kendisinin televizyon tarihinin en karizmatik insanlarından biri olduğunu düşünüyorum, aynı zamanda çok muhteşem bir oyuncu olduğunu da düşünüyorum ve tüm bunların dışında hayatımda gördüğüm en mavi gözlere sahip bu insan gözlerini açıp baktığı zaman acayip bir mutlu oluyorum. Diziden çok Greg House'dan bahsettiğimin farkındayım ama dizi zaten Greg House, adı üstünde, karakter odaklı bir dizi sonuçta ve bence House'u güzel kılan da kesinlikle bu. Zaten karakterler bu kadar ön planda olmasaydı birsürü tıp bilgisinin arasında ne oluyoruz diye bakakalırdık, ama karakterlerin davranışları,kişilikleri ve birbirleriyle olan ilişkilerine dayalı olduğu için dizi, çok karmaşık tıbbi bilmeceler bile (hiçbir şey anlamadığım halde) beni heyecanlandırabiliyor. Onun dışında Wilson karakterini oynayan Robert Sean Leonard'ı da çok başarılı buluyorum, özellikle dizideki House-Wilson diyalogları inanılmaz güzellikte,çok zekice ve eğlenceli. Ayrıca bu dizi de çoğu Amerikan dizisi gibi bir cast harikası, tüm elemanlar hoş ve uyumlu, kısacası House'daki her şey mükemmel. İzlemiyorsanız izleyin derim başka da bir şey demem. (övgülerle doldurdum yine)

1 yorum:

Domates Kabugu dedi ki...

her house'u izleyişimde içimden söyleniyorum, keşke gregory house gerçek olsaydı da benim olsaydı diye.

house'u daha fazla izleme bence, dediğin gibi, bu bir bağımlılık! tüm bölümlerini izledikten sonra kendini boşlukta hissedip, yeniden ilk bölümden itibaren izlemeye başlayabilirsin. bunun sonu yok bence...