26 Kasım 2008

Yorgun*

Yorgunum bugün. Okula gitmedim, hiçbir şey yapmadım ama bir türlü dinlenmiş hissedemedim. Evde sürekli bir gürültü var tam da odamın yanındaki banyoda devam eden çalışmalar nedeniyle. "5 günlük sinir krizi"ni aşama aşama yaşadım bu sürede. Matkap sesleri, duvarları kırarken kullnadıkları çekiç sesleri, ne olduğunu bilmediğim diğer sesler, ustaların kendi sesleri(sürekli konuşuyorlar yeter ulan susun 2 rekat)... Tüm bu gürültünün altında ben kendimi kaybettim, gürültüden yoruldum, sinirlendim. Özellikle duvarı kırarken benim cdlerimi yerlere düşürdükleri için nefret ettim bu adamlardan, daha sonra da kış günü banyoyu yaptırmaya karar veren annemden nefret ettim. Sürekli somurttum pek tabi ki, zaten sabah matkap sesiyle uyanan bir insanın aman ne güzel bir güne uyandım demesi abesle iştigal olabilirdi. Matkap da öyle bir matkap ki beynimi deliyor sanki o kadar canlı o kadar yakın. Yataktan küfür ederek uyanmak nasıl olurun her türlü şeklini şu 5 günde tek başıma gördüm yaşadım, deneyim kazandım. Bir de her şeyin üst üste gelmesi durumu vardır ya, her şey bir anda olur biter. Hayat bazen bir hız treni bazen de bomboş bir tarla gibi olur ya (bana hep böyle oluyor ya hep ya hiç ekolünden bir insanım ayrıca benzetmelerime hastayım) işte evdeki gürültünün ve düzensizliğin yanında hayatımda garip çok garip şeyler yaşadım. Hızlandı zaman birden, okul desem o da aldı başını gitti ben yine yetişemedim. Dönemin başında kendime verdiğim sözleri tutamadım. Her şey biranda değişti çevremde garip olaylar bir anda yaşandı, ben yetişmedim. Eve geldim etraf dağılmış, çekiç sesleri bir yerde, sinirlendim. Uyudum uyandım sinirlendim. Bir anda değiştik, noluyoruz demeye fırsat bile bulamadan sonunda tükendim. Evde oturup hiç sevmediğim halde öğle uykusuna yattım öyle kısa bir kestirmede değil günün ortasında tam 4 saat uyudum (ki ben çocukluğumdan beri nefret ederim gündüz uykularından) 4 saat uyudum ama hala çok yorgunum, çok uykum var, kafam çok karışık. Sınavım var çalışamıyorum, yapmam gerekenleri yapamıyorum, aklımı başıma toplayamıyorum. Doğru yapmam gereken şeyleri inatla yanlış yapıyorum. Bu işin sonu kötü, bu yorgunluk beni mutsuz edecek biliyorum.

*Alakasız başlıklardan tek kelimelik ve çoğunlukla sıfat olan başlıklara geçiş yaptım, bu da bir şeydir değil mi?

Hiç yorum yok: