1 Nisan 2012
Yanlışlık
kendi yalnızlığımı bıraktım başkalarının yalnızlığına üzülüyorum, onların üzüntülerini bir türlü atamıyorum aklımdan. belki kendi yalnızlığımı da ekliyorum onlarınkine. her şekilde üzüldüğüm ve düşündüğüm şeyden memnun değilim. yapılacak çok fazla şey varken kendimi kafamın içinde sıkışmış hissediyorum. kimseye bir yararım yok. kuru kuru üzülüyorum, düşüncelerim yavanlık sınırını aşamıyor. hiçbir zaman yakamı bırakmayan bu yanlışlık; bulmam gereken bir şeyler var, ne olduklarını bilmiyorum ama içimde bir yerde beni rahatsız eden o eksiklik sürekli uyarı veriyor. hep oradaydı eksiklik ve başkalarının yalnızlığı da bu eksikliğe iyi gelmiyor. benim kafamın içi bir hapishane olsa bile dünya öyle bir yer olmamalıydı. bazı insanlar o kadar yalnız hissetmemeli, yalnızlıktan kendilerini öldürmemeliydiler. dünya ve yıldızlar, tüm evren ve sokaklar daha aydınlık yerler olmalıydı. yıkım keşke sadece benim zihnimde olsaydı, dünyanın ve zamanın bir başka ucunda o güzelim insanlar bunları yaşamasaydı. yalnızlıkta beraber olma fikri artık bana iyi gelmiyor. başkalarının üzüntüsünden üzüntüme teselli bulamadığım bir döneme girdim. en azından yalnızlıkta yalnız değilim diye düşünemem artık. hepimize birden bi çare lazım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
9 yorum:
Bir süre yalnızlığını yalnız bırak, üzerine fazla gitme ve kafana bu kadar takma, bekle.
ben bırakırım bi süre o zaman o da beni bıraksın. eşitlik olsun.
Anlaşın.
belki masaya oturup pazarlığa girişiriz. ikimiz de anlayışlı olursak anlaşırız gibi geliyor bana :)
Yuvarlak masaya oturun. Çünkü yuvarlak masada nereye oturacağım kavgası olmaz ve oturanlar oturdukları yer bakımından eşit olurlar.
iyi fikir. oturduğumuz yer ve aramızdaki mesafe bakımından eşit olursak sorunlarımız kısmen çözülür zaten. pazarlığa bile gerek kalmaz hatta. mesafeyle çözeriz her şeyi.
yalnız değilken olan, yaşanılan herneyse yalnızken daha çok anlam buluyor. bu durumda çevremizde gördüğümüz yalnız olmayan herkes mutlu anıları hatırlatıp yalnızlıktan sıyrılmamızı, çevremizde yaşanılan her yalnız insanın hikayesi ise, bence sadece ileride birbaşka insanla yaşanacak beraberliklere haksızlık ediyor. uçurtmalar gibi ipin yettiği yere kadar uçabilmek bu aslında... (bu örnek daha fazla yorumlanabilir belki ama güzel yazına haksızlık etmiyorum, bitiriyorum) Bir sonraki yazıdaki rüyalarını yorumlamak bu yazının altından daha kolay olacak; korkmaz ve şans verirsek tekrar uçabiliriz. Aşk zaten uçmaktır.
valla ne tarz aşklar yaşadın bilmiyorum ama aşk pek uçmakmış gibi gelmiyor bana. belki de ben o aşkların var olmadığı bi yerde falan yetiştim. ya da fazlasıyla gerçekçiyim. bi de zaten bana sorarsan o rüyaların hiçbiri aşkla ilgili değil. neyle ilgili olduklarını bilmesem de aşkla ilgili olmadıklarını biliyorum.
rüyalarının ta o yaştan aşkı göstermesi saçma olur zaten. insan neyi nasıl görmek isterse öyle görüyor her zaman bu aralar bütün işitsel öğelerim yalnızlık duygusuna kilitlendi. yaşadığıma gelince nasıl uçtuğumu hatırlamıyorum ama enkazımdan bir sonuç çıkarılabilir.
Yorum Gönder