9 Ekim 2008

Midye Günü

Ben bugün hayatımda ilk defa midye dolma ve midye tava yedim. Aslında yedim demek yanlış olabilir, yoğun istekler üzerine tadına bakmak zorunda kaldım ve bir kez daha insanların bu midye denen şeyi niye böylesine çok sevdiklerini anlayamadım. "Ben yemem o garip şeyi,neyini seviyorsunuz ki siz" dediğimde "sen tadını bilmiyorsun o yüzden anlamazsın bizim neden sevdiğimizi" diyen arkadaşlarıma kapak mahiyetinde bir deneyim oldu benim için. Yaprak sarmasının içindeki güzel malzemeleri çıkarıp (kuş üzümü,gerekli baharatlar, adını bilmediğim fıstık gibi şey vb...) bolca karabiber koymuşsun gibi bir pirinç lapası ve üzerinde de sanki sucuk pişirmişsin de tavanın üzerinde donuk yağlar kalmış gibi duran, midyenin hayvanı olduğunu öğrendiğim garip şey bir araya gelmiş, anlamsız yavan bir yiyecek ortaya çıkmış. Bir esprisi yoktur hala gözümde, yok içkinin üzerine güzel gidiyormuş, yok sokakta gecenin bir yarısı yemek zevkli oluyormuş gibi bahanelere kanmam artık. İlla ki içkinin üzerine bir şey yiyeceksem ve bu yediğim şey iğrençgiller familyasından olacaksa kokoreç yemeyi tercih ederim, en azından baharatlı et tadı geliyor insanın ağzına ya da işkembe çorbası içerim sıcak sıcak bir anlamı olur. Midye tava da aynı yavanlıkta garip kokulu bir şey, benim için olmasa da olur diyorum ve insanların neden bu kadar sevdiklerini anlamamaya devam ediyorum.

Hiç yorum yok: