2 Nisan 2011

Yanlış

insan ailesiyle yaşayınca mutsuz olup dağıtma gibi bir lüksü olamıyor. evet bu bir lüks benim için. hayatımın bazı dönemlerinde içimden gelen bir kendimi harap etme, öz yıkımcı bir şekilde oraya buraya savrulma istekleri ,annem yüzünden çok derinlere gömülmek zorunda kalıyor. ağlıyor ve sen beni öldüreceksin diyor. klasik bir anne tepkisi ama işte bu tepkiye tepkisiz kalınamıyor. nasılsa ölmez diyemiyorsun. ya ölürse diyorsun, sonra benim yüzümden ölmüş olacak. hani bunun mümkün olmadığı çok açık bile olsa içimize böyle bir korkuyu yerleştirmelerinden nefret ediyorum ben zaten. belki ben de çok mutsuzum ve belki bazı günler ben de ölmek istiyorum ama kimseye senin yüzünden ölücem demiyorum. ki kaldı ki anneden bahsediyoruz. sonra o gözyaşlarını sizi manipüle etmek için kullanırken ben annem üzülmesin diye onun önünde ağlayamıyorum bile. sonra neden sen böylesin de hergün içiyorsun da arkadaşların seni bıraktığında dönüp dolaşıp bana geliceksin de bik bik. ben zaten sana gelmeyeceğim, sığınmayacağım mı dedim. seni sevmiyorum mu dedim. hiçbir şey demedim. tamamen benimle ilgili bir mevzuyu kendisiyle ilgiliymiş gibi yapması sonra da bi şekilde bana kendimi suçlu hissetirmeyi başarması nasıl takdire şayan anlatamam. ben sadece yaşıyorum demek istiyorum ve hayatımı yaşamak istediğim şekil de bu. her gün içiyorsun dediği sokaklarda geziyorsun hayatınla hiçbir şey yapmıyorsun onun kriterlerine uygun bir iş bulmuyorusn, ders çalışmıyorsun, -kitap okumak yerine ders çalışmıyorsun hatta- dediği şey benim yaşama şeklim. hayır benim tarzım doğrdur diye savunmayacağım ama içimden gelen bu. yine de sırf annem üzülmesin diye de o kadar fazlasını törpülüyorum ki belki de mutsuzluğumun sebeplerinden biri de bu. bu dönemin benim için zor geçtiğini, hayat adapte olma sorunları yaşadığımı beni biraz rahat bırakması gerektiğini nasılsa zamanla düzeleceğimi anlatabilmek istiyorum anneme ama anlamayacak biliyorum ve yine kendimi anlatmaya çalışırken yanlış anlaşılacağım. zaten şunu fark ettim ki ben çok yanlış anlaşılan bir insanım . bunda tabi ki benim kabahatim çok . bir şey sürekli sizin başınıza geliyorsa sadece dünyayı değil kendinizi de suçlamanız gerek belli ki. neyi yanlış yapıyorum bilmiyorum, kendimi daha düzgün daha da önemlisi karşımdaki kişinin anlayabileceği gibi anlatmam lazım. niyetim hiçbir zaman kötü olmuyor ama doğru kelimeler seçemiyor, doğru davranamıyorum herhalde. ben sadece biraz rahatlamak istiyorum, düşünmemek, kendimi suçlu hissetmemek..yaşadığım evde biraz huzur bulmak. ama gördüğüm pasif agresif sıkıcı ve mutsuz bir ev. yaşadığım bu ortam da beni artık iyice sıkmaya başladı sanırım insan bi yaştan sonra ailesi de olsa bazı insanlarla birlikte yaşayamıyor. olmuyor yani. evet biliyorum babam öldü ve annem de bununla baş etmekte zorluk çekiyor ama şunu hiç fark edemiyor ki bununla baş etmek zorunda olan sadece kendisi değil. biz de sıkıntılıyız ama acımızı onun gibi yaşamadığımız için bize güceniyor. zaten bir şey onun yöntemiyle olmadığı zaman yanlış demektir. üzülmek bile, acı çekmek bile sadece bir şekilde olabilir ve bizdeki yanlıştır.

tüm hayatım boyunca bunu çektim ama artık sürekli yanlış bir insanmışım gibi hissetmek istemiyorum. evet belki çok doğru da sayılmam ama o kadar da yanlış değilim. yani bence öyle en azından.

Hiç yorum yok: