5 Nisan 2011

"that game of life is hard to play, i'm gonna lose it anyway"

Artık ne zaman suicide is painless'ı dinlesem aklıma Slyvia Plath geliyor. Engel olamıyorum, eşleşti bir kez. Daha önceleri de dinlerken hep içimden tekrarlardım "that game of life is hard to play, i'm gonna lose it anyway" kısmını. Bazı insanlar kazanamıyor işte o yüzden hayatlarının bir döneminde vazgeçiyorlar denemekten sonra biraz zaman sonra da bitiriyorlar her şeyi. onları suçlayamıyorum , nasıl suçlarım zaten ne haddime. Anlayabiliyorum sadece. Ve bu şarkı o kadar güzel ki, Slyvia Plath da öyle. İkisi birbirine yakışıyor.

Bir süre önce Slyvia Plath'ın hayatına takmıştım, şiirlerini ve onun hayatı hakkında karşıma çıkan her şeyi okuyordum sonra adı kadar süpersonik insan süpersonik sam'in blogunda Sırça Fanus'la ilgili yazdığı yazıyı okurken, ben neden okumuyorum ki bu kitabı nice zamandır bu kadınla kafayı bozmuş durumdayım zaten, nasıl oldu da aklıma gelmedi diye düşündüm. Bazen oluyor bana böyle, basiret bağlanması mı denir ne bileyim neyse ki aslında yapmak istediğim şeyleri hatırlatan güzel insanlar var. Şu anda zamanımı Sırça Fanus'a bayılmakla geçiriyorum. Slyvia gerçekten bambaşka bir insan. Okurken altını çizdiğim iki yerin burada da durmasını istiyorum. Galiba artık sevdiğim kitaplardaki sevdiğim bölümleri sürekli okuma isteği duyuyorum. Ne kadar çok okursam o kadar içselleştiririm ve onlar benim birer parçam olmaya biraz daha yaklaşırlar gibi.

"Genellikle esaslı bir kusmadan hemen sonra kendini daha iyi hisseder insan. Biz de kucaklaşıp vedalaştık ve odalarımıza gidip uzanmak için koridorun ters uçlarına doğru yürüdük. Doğrusu ya, birlikte kusmak kadar insanları birbirine yaklaştıran şey yoktur."

"Yer inanılmaz derecede sağlam gibiydi. Düşmüş olduğumu ve daha fazla düşemeyeceğimi bilmek rahatlatıcıydı."

şarkıyı da burada tutalım da aklımıza estikçe dinler biraz daha Slyvia Plath düşünürüz. sonra zamanla, kitap bittiğinde belki altı çizili her bölüm bu postta yerini alır.

3 yorum:

Supertramp dedi ki...

ben de ne zaman Kristin Asbjornsen - Slow Day şarkısını dinlesem Sylvia Plath gelir aklıma.Factotum'un film müziğidir ayrıca bu şarkı,sözleri de Bukowski şiiri olabilir emin değilim.neyse linki şu:http://www.youtube.com/watch?v=V9TU5dcHwEU

birde ''Johnny Panic and the Bible of dreams'' kitabını da bulabilirsen onu da seversin Plath'in.

gokciii dedi ki...

şarkı mükemmel yalnız ve neden slyvia'yı çağrıştırdığını da anladım, havasında var bi slyvia, sözler de çok güzelmiş. ama ben şimdi bunu dinlerim baya baya bi, teşekkür ederim :)

öykü kitabı o değil mi? sırça fanus'u bitirir bitirmez okurum. belki ingilizcesini okurum türkçesini bulmak zorsa.

Supertramp dedi ki...

şarkı baya baya melankolik o yüzden anımsatıyor olmalı Plath'i.sevdiysen ne güzel :)
evet öykü kitabı,yazılan dilde okuyup anlamak tabiki daha keyiflidir:)