13 Temmuz 2012

Gri

havanın çok sıcak olduğu bir akşam üzeri şehrin en çok geçtiğiniz sokağından yürüyorsanız ve moraliniz bozuksa etrafta mutlaka pis bir koku da olur. ya nereden geldiğini bir türlü anlayamadığınız ağır bir kızartma kokusudur bu ya da şehrin altında başka bir dünya olarak var olmaya devam eden kanalizasyonun varlığını hatırlatmaya çalıştığı için yukarıdaki dünyaya gönderdiği tehdit mesajlarıdır duyumsadığınız. her şey yerli yerindedir; sıcak hava, eve doğru yürüdükçe kaybolacakmış gibi hisseden bir kadın, etrafı saran pis koku, sokaklarda öylesine oturan ve çay içen insanlar, sıcaktan bayılmış köpekler ve tozlanmış kaldırım taşları... hepsi size bir şeyler anlatmaya çalışır. yıllardır önünden geçtiğiniz bir dükkan kapanmıştır, kepenkleri gridir ve hayattaki her şey  gri gelmeye başlar. çay içen insanlar gridir mesela, lağım kokuları grileşir, havanın sıcağı bile gri bir sıcaktır. hüzün dedikleri şey özünde hardal sarısıyken bir anda griye dönüşür siz tozlu kaldırımlarda yürürken. bir dükkanın kapanması neden bu kadar önemlidir ve neden bir dükkan kapandığında şehrin o dükkana yakın yerlerinde yaşayan birileri kızartma yapmaya karar verir?

Hiç yorum yok: