31 Ocak 2009

Sorular...

Soru: Zincirlerden kurtulmanın zamanı var mıdır, ne kadar süre esir kalmak gerekir ki bittiğinde özgürlüğe kavuşmanın mutluluğu olması gerektiği gibi yaşansın?

Cevap: Kesinlikle bir zamanı vardır ama o zamanın ne zaman geleceğini asla kestiremiyor oluşumuz, esareti bitmez tükenmez bir kedi-fare oyununa dönüştürür. İçten içe birgün biteceğine inansak da başlayan her yeni günle birlikte kollarımızdaki zincirleri görmek, bir gün daha bu esarete dayanmayacağını düşünen insan için umut kırıcı olur. Sadece zamanın birinde, hiç beklenmeyen bir anda zincirlerin bizi terk edip gittiğini fark ederiz, nasıl olmuştur anlaşılmaz ama bir nefes alma süresi içinde tüm esaret yok olmuştur. Uzun süren esaretlerin sonunda, zamanın gerçekten değişim ve özgürlük için gerekli olduğunu anlar insan, zincirlerle geçirilen süre ne kadar uzunsa onlardan kurtulduktan sonra yaşanan özgürlük ve huzur hissi o kadar tatmin edicidir zira. Ben bugün zincirlerimin bir tanesini çözdüm, çözüldüğünü gördüm. Çok zaman esir kalmıştım, çok yorulmuştum ama bittiğini görebilmek bile güzelmiş. Özgür müyüm?... henüz değil, keşke tek bir zincirle yaşıyor olsaydım, sanırım saf özgürlük için daha zamanım var. Şanslıyım ki gücüm de var.

Soru: İnsan hem kendini, hem de yolunu kaybedebilir mi?

Cevap: Kendini kaybeden insanın çıkacağı bir yol olabilir mi sorusuna cevap vermek lazım belki öncelikle. Belki de önce yolu kaybetmek kendini kaybetmeye davetiye çıkarıyordur. Ya da her ikisini aynı anda kaybedip tam anlamıyla bir yokoluş içinde bulunabilir kişi. Uzun zamandır kendimi yolsuz hissettiğimden midir nedir, bu soru aklıma geldiğinde belki yollarımı kaybettiğim için kendimi bulamıyorum diye düşünmüştüm. Belki de her ikisini aynı anda kaybettim. Tek bildiğim kayboluş hissinin nasıl hissettrdiği. Yani gidecek bir yeri olmayan insan için yol kenarında durup düşünmek diye bir şey yoktur, karar ve istek yoktur. Boşluk vardır. Ama kendini kaybedip yolları göremeyen insanın durumu ne olacak o zaman? Belki benim de yollarım var, sadece görebileceğim yerde değiller. Bu durumda hissettiğim yolsuzluk bir aldatmacadan öteye geçemez. Galiba benim bu soruya verebilecek net bir cevabım yok, yaşayıp öğreneceğim gibi.

Soru: Şimdi durup dururken bu sorulara cevap arama isteği nerden çıktı?

Cevap: Ay bilmem ki şekerim, kafa bi değişik çalışıyor bugün. Hem karanlık tarafım yaşamaya başlamış yine, kendimi bile sinir edebilecek bir iç sesim var. Ne mutlu bana.

Hiç yorum yok: